Geçen yazımda orkestralarda müzisyen olarak çalışan değerli arkadaşlarımdan bazılarını
saymıştım size.. Bunlardan
bazıları Mustafa Ceceli, İsmail
YK, gibi dostlar da yıllarca
müzisyen olarak orkestralarda çalışıp sonradan solist olmuşlardır.
Kaldığım yerden devam ediyorum müzisyenleri anlatmayaJ
Müzisyen radar gibidir. Sahnede kendi halinde görünse de herkesi keser. Frikik
verenler diğerlerine haber verilir.
Müzisyenler arasında hiyerarşik düzen uygulanır. Yaşı büyük olanlara üstad denir. ama sazını iyi çalanlara yaş
mevzuu bile edilmez. Üstad
muamelesi görürler.
İyi müzisyen olmak kadar uyum içinde çalışmayı da
önemserler. Bazen çok iyi çalsa
bile tercih edilmezler . Grubu bozuyor derler.
Çalgıcı tayfası muhabbeti çok sever. Arkadaşlıkları güzeldir, eğlencelidir. solistleri gibi kasılmazlar. sahneye çıkınca
ciddileşirler, kimseyi tanımazlar.
Bireysel hareket etmektense yönetilmekten hoşlanırlar. O nedenle orkestralarda şef kavramı
vardır. Klasik müzik yapanlar için de geçerli bunlar.
Müzisyen her şeyden şikayet eder. Herşeye karşıdır. Bu
onların doğasında olan bir şeydir. Yaptığı iş de aykırı bir iştir çünkü.
En lüks yere en iyi şartlarda gitse bile şikayet edecek bişi
mutlaka bulur.
Müzisyeni tamamiyle tatmin edecek ses sistemi daha icat
edilmemiştir. Tonmaisterler de öyle..Hiç bir şekilde sese doymaz.
Müzisyenlik çok sevmedikçe yapılacak bir iş değildir. Bir
kez sahne tozu yutmuşsan bir daha
dönüş yoktur.
Müzisyenlerle futbolcular arasında hiç fark yoktur. ikiside
küçükken başlanır. eğitim tamamiyle ihmal edilir. Konservatuar okumuyorsan
alaylı tabir edilen müzisyen olursun.
Alaylılar hayatları boyunca kendinden usta olanlardan ders
almaya devam eder.
Müzikte oldum,erdim,şahane çalıyorum yoktur. Müziğin ucu bucağı yoktur. Müziğin
nirvanası jazz dır.
Müzisyenler de tabaka tabaka ayrılır.her tarz müzik yapanın
yaşam tarzı da değişiktir. Rockçılar daha bohem yaşarken, popçular daha farklı, halk müzikçiler
daha da farklı yaşam içindedirler.
Rock çalan müzisyenin kıyafetiyle ,klasik müzik yapanınki
asla aynı değildir. Müzisyen çaldığı soliste gore kendini şekle sokmasını
bilir.
Müzisyen gece çalışıp gündüz uyuduğu için bioritmleri ters
çalışır. Daha hassas olur, daha
çabuk hastalanırlar.
Sahne çok büyülü bir yerdir. Dünyanın en çirkin insanı bile
olsa sahne onu güzelleştirir, karizma katar.
Müzisyen günlük yaşar,günlük harcar. O nedenle geleceğine
yatırım yapamaz çoğunlukla. Sosyal
güvenceye sahip olanların sayısı çok azdır. .Hastane ,ilaç gibi masraflarını
zor karşılar.. hep tanıdık arar veya geçiştirir.,
Müzisyen ya stressten kalpten gider, yada içkiden karaciğerden, sigaradan akciğerden.
Yıllarca kalın sigara dumanları arasında çalışan
müzisyenlerin çoğu 60 yaşı görmemiştir.
Müzisyen kaç para isterse istesin çalışacağı mekana fazla
gelir.. Ona ne verilirse az gelir
.Mekanlar zam zamanı genelde müzisyenini işten çıkarır. Aynı
paraya yenisini hemen bulur. Onlara gore müzik tıngırtıdır.
Müzisyenlik zor iştir. Gece çalıştığın için gece adamlarıyla
muhatap olursun. Silahlar patlayabilir.
aletlerin zarar görür ,
istek şarkıyı okumadın diye öldürülürsün
Bu yazıyı bir türlü noktalayamıyorum. O kadar çok yazacak şey varki…
Müzisyen olarak işimize sahip çıkalım. Yakında Müzisyenlik diye bir iş
olmayacak çünkü..
Zeliha Sunal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder