1 Nisan 2012 Pazar

Türk kahvesi deyip geçmeyin:)

Türk kahvesini anlatayım dedimJ

Türk kahvesi deyip geçmeyin ,Bizim en önemli keyif veren içeceğimizdir.Tabi dostlarlaaa

Bazılarımız müptelayızdır.sabahları bir fincan kahve içmeden güne başlayamaz.

İki kişi bir araya gelipce bir ilk lafımız bir türk kahvesi içelim olur:)



türk kahvesi deyip geçmeyin,uyuşukluğu giderip enerji verir
sinir sistemini uyarıp zihinsel aktiviteyi arttırır.

Türk milleti onun için bu kadar uyanık olmalı:)


Kafein beyni zinde tutar.ama o kadar kahve içtiğimiz halde günlük olaylara karşı balık hafızalıyız:

Türk kahvesi içince vücuda verdiği ani enerjiye dikkat..fazlası zararlı olabiliyor..yani içince sakinleşmiyor azıyoruz...





Annem bana çok kahve içme kararırsın ,kara kız olursun derdi..size de anneniz öyle söylermiydi?


Yemeği fazla kaçıranlar nedense sanki hazmettirecek gibi yemek üstüne kahve içerler.....aldanmayın öyle bişi yapmıyor..biz öyle sanıyoruz..

kahve içenin dişi çabuk çürümez.bunu okuyup ta diş fırcalamaktan vazgeçmeyin

İki fincan türk kahvesi safra kesesinde taş olasılığını %45 azaltır diyorlar Hhalbuki ben de o tortular içimde bir yerlerde birikiyor sanıyorum ve bol su içip kahvenin o güzel lezzetini yok ediyorum.


Kahveden sonra olabilecek en küçük bardakla bir kaç yudum su içilip ağızda kalan o küçük pütürleri temizleriz.Bu da bir ritüeldir.

En önemli sosyalleşme aracıdır.Birbirinizi hiç tanımasanız da fal bakma bahanesiyle kız arkadaş edinebilirsiniz..



Kahve telvesi ile elleri ıslatıp nazikçe ovarsanız eller yumuşacık oluyor birazda el kremi ile super eller

 oluyor.

Ayrıca fal bakma türk kahvesi içilmesi sonrası olmazsa olmazlardandır.bu işten para kazanan bi sürü kişi var.

Fala inanma falsız kalma demiş büyükler..İyi fal bilen ile de sohbete doyulmaz..

sırlar açığa çıkar,içler dökülür:)





Sabahları içilen türk kahvesi yerini starbucks gibi hazır kahve çeşitlerine bıraktı..o da başka bir yazı konusu benim için..



Kısaca 40 yıl hatırı olan bize has nefis bir içecektir..

Kahve keyfiniz bol olsun.

Zeliha Sunal

Diyetçi geldi hanıııım:)

Arkadaşlar selam.

Yaz geliyor.bu da diyet mevsimi geliyor demeeeek

Kışın yedigimiz hurmalar havalar ısınmaya baslayınca bir yerimizi tırmalamaya baslar. Mesela cüzdanımızı..

Bütün kış uyum icinde yaşadığımız yağ ve selulitlerimizden aniden nefret ederiz. Her yerimiz fazla gelir.

Bu da diyet mevsiminin geldiğini gosterir. Mehmet Öz gelir. Sibel Can kilo verir

Mart ayı aynı zamanda türlü çesit diyet reçetelerinin de piyasaya dökülme ayıdir

Onu takip eden nisan ayı cebimizdeki üç beş kuruşu denklestirip spor salonu, diyetisyen ,masaj,estetisyen peşinde koştuğumuz aydır

Ben de bunları yapıyorum inanin. Ama nedense piyasada gezen diyetlerde aklımın almadığı bir sürü şey oluyor

Sizin de dikkatinizi çekmistir mutlaka. Diyete girdin mi askeri kampa girmiş gibi olacaksın. Sadece önerilenleri ye ve yat.spor yap

özellikle havalar ısındı mı içimizde ısınır. Sokaklara taşariz. Açık hava yerlerde dostlarla iki tek atar sosyallesiriz dimi?

Bu da yeme içme, mevsimlik lezzetleri tatmak demek.kırmızı çilekler kirazlar erikler. Halbuki kaç kalori onlar biliyormusunuz?

Şöyle dostlarla güzel havada kahvaltı yapiımazmı? Yağda sucuklu yumurtalar ,gozlemeler,çiğ börekler yenerek bir kereden bişi olmaz denmez mi?

Açık havada kankanla bira patates, raki balık, peynir şarap muhabbeti yapılmaz mı?Neyse bi kereden bişi olmaz.

Diyetler her pazartesi başlamak ve bozulmak icindir. Siz inat etseniz de etrafınız bi lokmadan bişi cikmaz diye sizi kışkırtır.

Damak zevki yüksek olan veya yemek yemeyi seven insan için diyet bir işkencedir. Bir kibrit kutusu peynir o ruhu doyurabilir mi?

Mart ve Nisan aylarında piyasaya yeni zayıflama ilaçları, besin takviyeleri,diyet kitapları sürülür

Diyet listesine gore yaşamaktan bıkarsınız. Gözünüz yeşil bişi görmek istemez.

Çoğu zaman çevremiz de size diyetinizi uygulatmaz. Evliyse; evde çoçuklar varsa, yemek yemeyi seven bir eş, ziyaretsever komşular varsa işiniz çok zor.

Bu diyetleri yazanlar bizim türk usulu hayat tarzımızdan habersizdir genelde.Türkiye de ev hanimları haftada bir toplanıp gün yaparlar.altın günü filan..

Ya da akşam misafirliğe gideriz. Bu etkinliklerde adet olan hamur işi ve tatlı çeşitleri ikram ederiz

Diyelim ki bi büyük şehirde ve gerekli imkanlara sahibiz. Daha küçük yerlerde yaşayan kadinlarımız naapıyo dersiniz?

Küçük muhitte spor salonuna gitse koca bulmaya mı gidiyon gızzz derler.

Küçük muhitte estetik merkezine gitmek istese ,etrafindaki kadınlar vazgeçirir veya koca o parayı başka yere yönlendirir. Yeni bir tv mesela

Çünkü ataerkil yaşam düzeni içinde anadolu kadını olduğu gibi güzeldir. Olmak istediği gibi değil

Yemek yemeye hayır diyemezsek zor bu iş:( hele açık büfelerin dayanılmaz cazibesi…iş yemekleri..davetler??

Marketlerde de çikolata ve gofret rafları?

Bir de kokular çeker beni. Taze pişmiş poğaça börek, kokoreç,fırından simit, ızgara kö fte(ama sokak köftecisi)Galata’da nefis balık ızgara

Mis gibi taze çekilmis kahve, leblebi kokusu

Domates salatalığın bile kokusu kalmadı artık..yani diyet malzemenin kokusu yok..arama..

Almanya da sıcak şarap güzel kokar kışın. Birde yilbaşı zamanı sokaklardaki vanilya ve çikolata ve tarçın..

Bence hayatın güncelliği içinde kalamayan diyetler asla yapiıamaz

Kişinin parasal durumu da önemli.Diyet listesi çoğu zaman et ürünlerine dayalı. İnsanlar bir parça eti üçe dörde bölüp 5 çeşit yemek yapıyor.

Diyet peyniri bir kenara birakırsak normal peyniri bile zor buluyor.

Kepekli ekmek normal ekmeğin kac katı fiyatta:(

her sabah iki yumurtayiı kendi yiyeceğine içine domates soğan filan koyup menemen yaparsın.Al sana bir öğün yemek.

Haftada iki üç kere balık var listede..somon filan olursaJ))bunu anadolumun ev erkeğine söylesin de hanım…..

Ah bir de bilgisayar ve tv karşısından kalkabiilsek. Ben bunu çoook yapamıyorum.hele mailler. Facebook ve Twitter,bilgisayar oyunları,akıllı cep telefonları.oyun konsolları

Televizyonlarda çeşitli diziler..akşam saatinden gece yatma vaktine kadar..

Hareket de yok yani azizimJ

Spor salonuna da çoğu zaman sosyalleşmek için gidiliyor artık.Orada da iş ilişkileri pekiştiriliyor.Yeni bağlantılar oluşturuluyor

O nedenle evinin dibindeki A spor salonuna gitmeyip uzakta ama daha meşhur B salonuna gideriz

Spor salonlarının yüzme havuzları özellikle hafta sonları ailelerin çocuklarını getirdikleri bir eğlence yerine dönüşür.

Yazılıp da gidemediğim,aidatlarını ödediğim o kadar çok spor salonu üyeliğim varki..yazık aslında

Madem gidemiyorum,niye yazılıyorum?..Mutlaka bir pazartesi günü çoşmuşumdur.o gün spora,diyete başlayacağım diyeJ

En sonunda Wall-E filmindeki hale dönüşeceğiz galibaJ

Git gide daha şişman bir toplum oluyoruz.Bugün size bana da çok zor gelen diyet yapma üzerine yazdım.

Sevgilerimle

Zeliha Sunal

Erkekler kadından ne ister bi bakalım:)

Erkeklerin kadına bakış açısını algıladıkça hemcinslerimle beraber bu erkek egemen dünyada nasıl dik durabildiğimize şaşırıyorum.

Buyrun bir vecize ile başlayalı”kadın dediğin eli yüzü düzgün olacak “

Ne demek istediklerini anlamak için müneccim olmaya gerek yok.yüzün vücudun güzel olacak ,ayrıca seksi olacaksın..mutfakta aşçı,yatakta fahişe,çocuğunun annesi,işinin kraliçesi vb vb..

Acaba erkek milletinin bunun nasıl başarılabildiğine dair bir fikirleri varmı?

Bir erkek iki işi bir arada yapamazlen bir kadın hem eve getirdiği işini tamamlarken,yemeğini de yapar,dizisini de seyreder,çocuğuna da bakar..hepsini yapar..erkeklerin ikisibir arada yaptıkları tek şey sakız çiğneyerek veya sigara içerek araba kullanmak olabilir.

.

Günümüz dünyası akılllı kadınlar dünyası olsa da erkekler karşılarında daha kendi varlığına muhtaç bir kadın görmek istiyor.aynı zamanda zeki olacak ki hem kendini idare edecek hem de erkeğini,evini

Biz kadınlar saflığı,cahilliği hatta aptallığı bir arada oynayarak,hem de rol yapmayarak istediğimiz her şeyi yapabilir yaptırabiliriz.Hepimizin kafasında bin tilki dolaşır.bazılarımız bunu uygulayacak mecralar bulabiliriz.bazılarımzın tepesine binerler..parlak zekamız,güzelliğimiz,üstün yeteneklerimiz o baskının altında ezilip söner..

Çünkü erkekler yönetebilecekleri kadınları isterler etraflarında.

Şimdi erkek milletinin ne istediği konus,una bir göz atalım..buyrun:

Temiz olacak,(bu talepte once kendi temizliklerine baksınlar)

Her tartışmada ayrılalım diye tutturmayacak(pek çoğu bu tartışma ortamlarını rahat kalabilmek için kendi yaratıyor)

Parfüm kokacak,yemek ve bulaşık kokmayacak,(karıcım açım diye seslenen kim acaba..?)

En az üç çeşit yemek koyacak mutlaka(oldu gözlerim doldu)

Kıkırdamayacak,tehdit savurmayacak,boş boş bakmayacak…(güzel bakışları güzel davranışlar hakeder)

Zeki olacak..senide yönetecek kendini de..

Parayı bilecek ama kudurmuş gibi harcamayacak.(sen paradan haber ver,bak nasıl harcanıyor)

Seni çoooook sevecek,aynı zamanda sayacak(hımm bu karşılıklı olması gereken bişi diimi?)

Ahlaksızlığını seni baştan çıkarırken kullanacak.başkasının yanında kimseye yan gözle bile bakmayacak(peki onlar sokakta radar gözlerle bakarken ?)

Sözüne güvenilir olması lazım.çünkü ona gore taahhüde girecek(kadını da çalıştırıp ev ,araba gibi dünyevi şeylere sahip olacak..tabi kendi üstüne)

Ağzı sıkı olacak..sır tutacak(sen kadının damarına basma ..bir kusarkiiii)

Hem sevgilin,hem annen,hem arkadaşın,hem kadının,hem çocuğun olacak..

Koluna da takıp gezeceksin,koynuna da çekip sevişeceksin..(biz de öyle istiyoruz..ne olcak şimdi?)

Parayla,pulla kariyerle,güçle ölçmeyecek seni.(bu istek tartışmaya açık..artık kadınlar kendi işinin ve gücünün sahibi.bu yüzden bazı şeylerde kıyas ister istemez olacaktır)

Günümüzde erkekler kadından çok şey bekliyor.Bu birazda annelerin yetiştirme tarzından olsa gerek..çünkü annesi de babasına köle kul olmuştur mutlaka..

Etrafımdaki pek çok kadın erkeğini şımartmakla meşgul.

Biz onlarsız onlar da bizsiz olmaz.

8 Mart Kadınlar gününde şiddet dışı bir yazı yazmak istedim.

Zeliha sunal

www.zelihasunal.com

biz çalgıcılar 2

,Müzisyen radar gibidir.Sahnede kendi halinde görünsede herkesi keser.Frikik verenler diğerlerine haber verilir.

Müzisyenler arasında hiyerarşik düzen uygulanır.Yaşı büyük olanlara üstad denir.ama sazını iyi çalanlara yaş mevzuu bile edilmez.üstad muamelesi görürler.

İyi müzisyen olmak kadar uyum içinde çalışmayı da önemserler.Bazen çok iyi çalsa bile tercih edilmezler .Grubu bozuyor derler.

Çalgıcı tayfasımuhabbeti çok sever.Arkadaşlıkları güzeldir,eğlencelidir.Solistleri gibi kasılmazlar.Sahneye çıkınca ciddileşirler,kimseyi tanımazlar.

Bireysel hareket etmektense yönetilmekten hoşlanırlar.O nedenle orkestralarda şef kavramı vardır.Klasik müzik yapanlar için de geçerli bunlar.

Müzisyen her şeyden şikayet eder.Herşeye karşıdır.BU onların doğasında olan bir şeydir.Yaptığı iş de aykırı bir iştir çünkü.

En lüks yere en iyi şartlarda gitse bile şikayet edecek bişi mutlaka bulur.

Müzisyeni tamamiyle tatmin edecek ses sistemi daha icat edilmemiştir.Tonmeisterler de öyle..Hiç bir şekilde sese doymaz.

Müzisyenlik çok sevmedikçe apılacak bir iş değildir.Bir kez sahne tozu yutmuşsan bird aha dönüş yoktur.

Müzisyenlerle futbolcular arasındaq hiç fark yoktur.ikiside küçükken başlanır.eğitim tamamiyle ihmal edilir.Konservatuar okumuyorsan alaylı tabir edilen müzisyen olursun.

Alaylılar hayatları boyunca kendinden usta olanlardan ders almaya devam eder.

Müzikte oldum,erdim,şahane çalıyorum yoktur.Müziğin ucu bucağı yoktur.Müziğin nirvanası jazz dır.

Müzisyenler de tabaka tabaka ayrılır.her tarz müzik yapanın yaşam tarzı da değişiktir.Rockçılar daha bohem yaşarken,popçular daha farklı,halk müzikçiler daha da farklı yaşam içindedirler.

Rock çalan müzisyenin kıyafetiyle ,klasik müzik yapanınki asla aynı değildir.Müzisyen çaldığı soliste gore kendini şekle sokmasını bilir.

Müzisyen gece çalışıp gündüz uyuduğu için bioritmleri ters çalışır.Daha hassa olur,daha çabuk hastalanırlar.

Sahne çok büyülü bir yerdir.Dünyanın en çirkin insanı bile olsa sahne onu güzelleştirir,karizma katar.

Müzisyen günlük yaşar,günlük harcar.O nedenle geleceğine yatırım yapamaz çoğunlukla.Sosyal güvenceye sahip olanların sayısı çok azdır..Hastane ,ilaç gibi masraflarını zor karşılar..hep tanıdık arar veya geçiştirir.,

Müzisyen ya stressten kalpten gider,yada içkiden karaciğerden,sigaradan akciğerden.

Yıllarca kalın sigara dumanları arasında çalışan müzisyenlerin çoğu 60 yaşı görmemiştir.

Müzisyen kaç para isterse istesin çalışacağı mekana fazla gelir..Ona ne verilirse az gelir

.Mekanlar zam zamanı genelde müzisyenini işten çıkarır.Aynı paraya yenisini hemen bulur.Onlara gore tıngırtıdır.

Müzisyenlik zor iştir.Gece çalıştığın için gece adamlarıyla muhatap olursun.Silahlar patlayabilir aletlerin zara görür,istek şarkıyı okumadın diye öldürülürsün

BU yazıyı bir türlü noktalayamıyorum.O kadar çok yazacak şey varki…

Müzisyen olarak işimize sahip çıkalım.Yakında Müzisyenlik diye bir iş olmayacak çünkü..

Zeliha Sunal

biz çalgıcılar 1

Bu gün de enstrüman çalan müzisyenleri anlatmaya çalışacağımJ

Müzisyen dediğin kaplumbağa gibidir.Enstrümanıyla beraber gezer.Kilolarca davul taşıyan da vardır,küçük bir çanta içinde kaşık taşıyan da..

Enstrümanı müzisyenin ekmek teknesidir.Kimimiz gözümüz gibi bakarız,kimimiz depoya atar,sahneden sahneye çalarız.

Enstrüman çalmak nankör bir iştir .Ellerini çalıştırmazsan seni çabuk terkeder.

Müzik aleti deyip geçmeyin.Profosyonel olanlar çok pahalıdır.Cep telefonu gibidir.Sürekli yeni modelleri çıkar.Yenilemezsen sound çıkmaz.

Müzisyen olmak kolay bir iş değildir.Hem bedenini hem ruhunu eğitirsin.Yetenekli olmak yeterli değildir.Eğitim şart..

Müzisyenlik zor iştir.Tek başına çalarsın ama grup halinde çalışırsın.Hep birlikte hareket etme zorunluluğu vardır.

Müzisyen sürekli acıkır,susar,Her mola yerinde yemek yemek ister.sigara molaları sayısızdır.o nedenle 2 saatlik yolu 5 saatte gidemeyiz.

Bu nedenle menejerler talepleri birmeyen müzisyenlerden yaka silkerler.

Müzisyen sahne bitince parasını almak ister,Bir arabaya doluşup gelirler ve evlere ayrı ayrı taksiler tutup giderler.

Müzisyenlik yokluk,borç içinde yaşamak demektir.Müzisyene kimse kefil olmaz ama müzik yaptığı yere beleş takılmak isterler.

Eskiden müzisyene kız vermezlerdi.

Kızı boş bırakınca ya davulcuya ya zurnacıya varır derler…

Evli müzisyenin karısı bekar sayılır.Hele gündüz işte çalışan bir kadınsa biri evden çıkarken diğeri gire.

Böylece hayatlarının en güzel anlarını kaçırırlar,Vakit bulup çocuk yaparlarsa durum daha da vahim olur.

Gündüz çocuklarına vakit ayırsa akşama çaldığı mekana ölüsü gider.

Evli müzisyenin karısı çocuklarının sünnetini bile kocasının müzik yapmadığı bir güne gore ayarlamalıdır.

Uyku müzisyenin en sevdiği şeydir.Kalkmak istemeyiz yataktan.Mümkünse her türlü aktiviteyi yataktan yürütmekten hoşlanırız.

Sahne dediğin neşe ister,güleryüz ister,hareket ister,düzgün kıyafet ister,çamursuz ayakkabı,dizi çıkmamış kot ister..

Müzisyen hasta olamaz,ameliyat olamaz,ailesinden birini kaybedemez,evi yansa kımıldayamaz,havasında olmamak diye bir şey sözkonusu bile değildir.

Sahnede farklı olan müzisyen çok iyi müzisyen olmasa dad aha çok tercih edilir.O nedenle kimse gibi olmamaya gayret gösterilir.En farklı giyinen,saç şekli yapan,sahnede aktif olanlar ünlülerin göz bebeği olur.

En şahane müzisyenler romanlardır.Keriz yaparlar,sipalileri gacılara harcarlar.müzisyenler estralara bayılırlar.Alatura denen bahşişler neşe kaynağıdır.

Bahşiş geleceğini hissettikleri işlerde daha bir coşkulu çalarlar.

Müzisyen içkiyi sigarayı sever:hele ikram edilirse deli gibi içer.BU işi o kadar büyüttüler ki belli miktarda içki ikram etmeyen mekanda çalmıyor,kulis isteklerine şişeleri yazdırıyorlar.

Son sigaralar,Son yudumlar hem menejerlerin hemde şarkıcıların kabusudur….illede son nefesler çekilir…

Bir orkestra kurulurken dört müzisyen bir davulcu olarak konuşulur.davulcuları müzisyenden saymazlar.

Müzisyenler kendi aralarında özel bir lisan geliştirmişlerdir.İstemezlerse kimse konuştuklarını anlamaz.

Geçmiş mi? Bu günmü?

Bir arkadaşımdan gelen maille düşüncelere daldım,Onun söyledikleriyle kendi düşüncelerimi harmanladım.

Belli bir yaştan sonra arkadaş yapamıyoruz kolay kolay..yapsak ta eskisi gibi olmuyor galiba..bu sözüm kendi çevreme değil..bir genelleme...

Eskiyi düşünüyorum da okulda ,tatillerde,yazlıkta ne de çabuk arkadaş bulurduk..hemen kaynaşırdık

O insanlarla adeta ömür boyu sürecek dostlukları kısa sürede oluştururduk. hatta kan kardeş olurduk.

Ne biliiim,arkadaşlarımızda yatılı kalabilirdik..onlarda bize gelirdi..Herşeyimizi paylaşırdık.Okuldan sonra sokaklarda oynama özgürlüğümüz vardı.Yeterki dersleri bitirelim....

Hepimiz hepimizi arar bulurduk..hatta ruh ikizlerimizi bile

Küçük kaprisleri hoş görürdük.İnsanların eşek hali de vardı eşref hali de..

Şimdi ise herkes kapalı kutu.herkes kendi dünyasında kaplumbağa olduk

Yatıya kalamıyoruz artık .Kapılarda evlerde kapalı..Tıpkı gönüllerimiz gibi.

Ne güzeldi gençken. aynı şarkıcıyı,ayni yazarı seviyoruz diye hemencecik arkadaş olduğumuz dostluklar vardı.

Mektup yazardık,Ellerimizle,içine kurumuş yaprak,çiçek,bilet vb koyardık.açılınca küçük sürprizler..

Arkadaşımızı koruyacağız diye annemizle tartışırdık.Arkadaşımıza kimseleri yakıştıramazdık valla..

Arkadaşımızın koruyucu meleği değilmiydik,o da sizin meleğinizdi.

Çocuğunuzun arkadaşları da sizn çocuğunuz gibi olsun.Bırakın istedikleri gibi sevsinler birbirlerini,tıpkı sizin eskiden yaptığınız gibi

Sanırım yaş aldıkça kırılganlık artıyor.Kırılganlık arttıkça da kendimizi koruma güdülerimiz.şöyle rahat bırakamıyoruz Hayatı.boşveremiyoruz

Sanırım biz de çocuklarımız da artık daha kapalı hayatlar yaşıyoruz ve daha da kapatacağız kendimizi.Bunun suçu önümüzdeki klavyeler değil

Zamanlarımızı ayarlayamadık,bir satır daha iş yapalım,bir kuruş daha kazanalım diye

Hayat telaşesi,büyük şehir karmaşası diye bahaneler icat ettik görüşmemek için .yalan mı?

Hep bahanelerde gizli ayrıntılar.hadi pikniğe gidelim dediğmizde piknik yeri çooook uzak geliyor..hazırlanacaksın da..arabaya binip gitmek:(

Yaşlar büyüdükçe evleniyoruz,çocuk yapıyoruz,çoğalıyoruz.Çoğaldıkça kendimiz için yapacaklarımız azalıyor.

Kendimize ayırdığımız zamanlar yaş aldıkça hızla azalıyor.İşimiz,çevremiz,cep telefonlarımız,laptopumuz boş anlarımızı vampir gibi emiyor

Acınacak halde değiliz.sadece dostlara ne kadar zaman ayırdığınıza bir göz atın diye yazıyorum.

En yeni arkadaşınızı ne zaman edindiniz?

Kendi işim arkadaşlık edinmeme çok müsait ve ben bunu son limitine kadar kullanıyorum.Obakımdan çok memnunum

Hayat paylaşınca güzel diyorum.ben İyiki sosyal medya var diyorum.Eski arkadaşlarımı orada yeniden bulmak.yenilerini edinmek güzel

Mutluyum